Telefon: 03124320661 Dahili No: 429
Turan KAYA, 1950 yılında Kilis’te doğdu. İlkokul ve liseyi burada tamamladıktan sonra 1969 tarihinde, girdiği o zamanki adıyla İstanbul Üniversitesi İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi İşletme- Muhasebe bölümünden 1973 yılında mezun oldu.
Kurumsal firmalara finansal danışmanlık hizmeti verdi. 1983 yılında Devlet Planlama Teşkilatı (DPT)'ye uzman yardımcısı olarak girdi. 1986 yılında uzman ve sonra, Bölgesel Gelişme ve Yapısal Uyum Genel Md. Kalkınmada Öncelikli Yöreler Dairesi Başkanlığında 2001 yılına kadar uzman, şube müdürü ve Daire Başkanlığı görevlerinde bulundu. 2001-2005 yılları arasında, eski adıyla Emlak Ve Kredi Bankasının Mali Kontrol ve Planlama Dairesi Başkanlığını yaptı, daha sonra bu görevinden 2005 yılında ayrılarak serbest çalışmak hayatına atıldı. Türkiye' nin yedi bölgesinde yüzlerce eğitim merkezi ve kampüsleri, entegre sağlık yatırımları ve sanayinin kurulması ve geliştirilmesinde imzası bulunmaktadır.
14 Şubat 2014 tarihinde Uluslararası Kalkınma ve Girişimciyi Destekleme Derneğinin kurucu üyesi ve Genel Başkanlığını sürdürmektedir. Ayrıca çeşitli bakanlar ile il valileri tarafından plaket ve ödüller verilmiştir. Türkiye’de birçok Kamu yararı statüsünde olan STK. Üyeliği, başkan ve başkan yardımcılığı görevi bulunmaktadır.
Turan KAYA'nın bugüne kadar, ekonomi alanında yayımlanmış birçok makaleleri ve 14 adet kitapları bulunmaktadır.
Yazarın yayınlanmış kitapları şunlardır.
1-Türkiye'de Atık Yönetimi ve Finansmanı 2005.
2- Küresel Isınma Etkileri ve Önlemleri 2007
3-Türkiye'de Su Kaynaklarının Geliştirilmesi ve Çözüm Yolları 2008
4-Türkiye'de İsrafın Boyutları ve Tasarruf Rehberi 2009
5- GAP Yatırım Fırsatları ve Sağlanan Destekler 2010
6- Çocuklarımıza Çevre ve Bilinçli Tüketim Rehberi 2011
7- Karadeniz Bölgesi Yatırım Fırsatları ve Sağlanan Destekler.2012
8-DAB Doğu Anadolu Bölgesi Yatırım Fırsatları ve Sağlanan Destekler. 2013
9-Turizmi Teşvik Kanunu Kapsamında Orman Alanlarının Yatırımcılara Tahsisi 2014
10-Orman Alanlarında Mesire yerleri Kiralama ve İşletme mevzuatı 2015
11-Kamu Taşınmazlarının Yatırımcılara İrtifak hakkı, Satış ve devir İşlemleri Mevzuatı 2015
12-İklim Değişikliği ve Adaptasyon Önerileri 2016
13-Ahtapot 2022
14-Su Biterse Hayat Biter 2024
Türkiye, coğrafi konumu sebebiyle değişik özelliklere sahip bir ülkedir. Kara sınırlarının uzunluğu 2.949 km ve kıyı sınırlarının uzunluğu 7.816 km olan Türkiye’nin toplam sınır uzunluğu 10.765 km’dir. Batıda Yunanistan ve Bulgaristan, doğuda Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan/ Nahçivan, İran, güneyde Irak ve Suriye ile kara sınırları vardır. Karadeniz kıyısındaki Rezve Deresi ağzından başlayarak Edirne’nin kuzeybatısına kadar uzanan Bulgaristan sınırının uzunluğu 269 km’dir. Edirne’nin güneyi ile güneybatısındaki Karaağaç çevresini Türkiye topraklarında bırakarak Meriç Irmağı boyunca uzanan Yunanistan sınırı, Enez’in batısında Ege Denizi kıyısında son bulur. Bu sınır 203 km’dir. Çoruh Irmağı ağzının güneyindeki Sarp Köyü’nde başlayan, Arpaçay ve Aras ırmağı boyunca uzanarak İran sınırına ulaşan, Gürcistan (276 km), Ermenistan (328 km) ve Azerbaycan / Nahçivan (18 km) sınırlarının toplam uzunluğu 622 km’dir. Yüksek dağların doruklarını izleyen 560 km uzunluğundaki İran sınırı, Irak sınırının başladığı Kelsim Gediği’ne kadar uzanır. İran sınırı Aras Irmağı ile Van ve Urmiye gölleri havzalarını birbirinden ayıran su bölümü çizgisini izler. Hakkari yöresindeki yüksek ve dağlık bir kesimden geçerek Habur Çayı’nın Dicle Irmağı’na katıldığı noktada sona eren Türkiye-Irak sınırının uzunluğu 384 km’dir. Bağdat demir yolunun hemen güneyini izleyen Suriye sınırı Güvercinkaya’da Akdeniz kıyısına ulaşır; bu sınırın uzunluğu 911 km’dir.
Türkiye’nin Sınır Uzunlukları (km) | |
Kara Sınırları Toplamı | 2.949 |
Bulgaristan | 269 |
Yunanistan | 203 |
Gürcistan | 276 |
Ermenistan | 328 |
Azerbaycan/Nahçivan | 18 |
İran | 560 |
Irak | 384 |
Suriye | 911 |
Deniz Sınırları Toplamı | 7.816 |
Karadeniz | 1.778 |
Marmara | 1.275 |
Ege ve Akdeniz | 4.763 |
Türkiye Sınırları Toplamı | 10.765 |
Türkiye ortalama yükseltisi fazla olan bir ülkedir (1.132 m). Bu yükseklik, Asya’nın 1.050 m olan ortalama yükseltisinden daha fazla olmasının yanı sıra, Avrupa’nın 330 m olan ortalama yükseltisinin 3,5 katıdır. Ülkede yükselti batıdan doğuya doğru artmaktadır. Türkiye’nin başkenti olan Ankara’nın rakımı 875 (Ulus) metredir. Doğu’da düzlüklerin rakımı 2.000 m’ye kadar çıkmaktadır.
Türkiye’nin toplam yüz ölçümü 783.577 km2 başka bir ifadeyle 78 milyon hektardır. Baraj ve tabii göller çıkıldığında kalan alan 769.600 km2’dir. Türkiye topraklarının yarıdan fazlasını dağlar kaplar. Bunun dışında kalan bölüm ova, plato, engebeli arazi ve yassı tepeliklerdir. Türkiye’nin 190.000 km2’lik alanı, alüvyonlarla örtülü ova özelliği gösteren değişik yüksekliklerdeki düzlüklerden oluşur. Platolar 80.000 km2 alan kaplar. Ova ve platoların toplamı 270.000 km2 alana karşılık gelmektedir ki bu alan Türkiye yüz ölçümünün 1/3’ü kadardır. İşlenmesi nispeten kolay olan 100.000 km2’lik engebeli ve yassı tepeli arazileriyle birlikte Türkiye’de dağlık alanların dışında 370.000 km2 düzlük alanı olduğu söylenebilir. Tarım arazileri toplamı da 280.000 km2 yani 28 milyon hektar civarındadır.
31.12.2010 tarihli Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarına göre Türkiye’nin nüfusu 73.722.988 kişi olup, nüfus yoğunluğu km2’ye 93 kişidir.
Akarsular ve Göller
Türkiye’de dağlarda bulunan küçük göllerle birlikte 120’den fazla tabii göl bulunmaktadır. En büyük ve en derin göllerimizden yükseltisi 1.646 m olan Van Gölü’nün alanı 3.712 km2’dir. İkinci büyük göl, İç Anadolu’daki Tuz Gölü’dür. Derin bir göl olmayan Tuz Gölü’nün denizden yüksekliği 925 m alanı ise 1.500 km2’dir.
Türkiye’de göllerin toplandığı başlıca dört bölge vardır: Göller Yöresi (Eğirdir, Burdur, Beyşehir ve Acıgöl), Güney Marmara (Sapanca, İznik, Ulubat, Kuş Gölleri), Van Gölü ve çevresi, Tuz Gölü ve çevresi. Türkiye’deki göllerin bazılarının derinliği 30 m’den fazladır, bazıları ise sadece birkaç metre derinliktedir. Van Gölü’nün derinliği 100 m’den daha fazladır. Köyceğiz Gölü gibi denizle bağlantısı olan göller az tuzludur.
Tabii göller dışında Türkiye’de 706 adet baraj gölü bulunmaktadır. Bunlardan bazılarının yüzey alanı; Atatürk Barajı 817 km2, Keban Barajı 675 km2, Karakaya Barajı 268 km2, Hirfanlı Barajı 263 km2, Altınkaya Barajı 118 km2’dir. Türkiye göllerinin yanı sıra akarsuları açısından da zengin bir ülkedir. Kaynakları Türkiye topraklarında olan birçok akarsu değişik denizlere dökülür. Karadeniz’e Sakarya, Filyos, Kızılırmak, Yeşilırmak, Çoruh ırmakları; Akdeniz’e Asi, Seyhan, Ceyhan, Tarsus, Dalaman ırmakları; Ege Denizi’ne Büyük Menderes, Küçük Menderes, Gediz ve Meriç nehirleri; Marmara Denizi’ne Susurluk/Simav Çayı, Biga Çayı, Gönen Çayı dökülür. Ayrıca Fırat ve Dicle nehirleri Basra Körfezi’nde, Aras ve Kura nehirleri ise Hazar Denizi’nde son bulur. Kızılırmak 1.355 km, Yeşilırmak 519 km, Ceyhan Irmağı 509 km, Büyük Menderes 307 km, Susurluk Irmağı 321 km, Suriye sınırına kadar Fırat Nehri 1.263 km, Dicle Nehri 523 km, Ermenistan sınırına kadar Aras Nehri 548 km uzunluğundadır.
İklim
Türkiye’de yarı kurak iklim özellikleri görülür. Buna karşın Türkiye’nin üç tarafının denizlerle çevrili olması, yüksek sıradağların kıyılar boyunca uzanışı, ani yükselti değişiklikleri ve kıyıya olan uzaklık, iklim özelliklerinin kısa mesafelerde farklılaşmasına sebep olmaktadır. Sıcaklık, yağış ve rüzgarlar da iklim özelliklerine bağlı olarak farklılıklar gösterir. Kuzey ile güney arasındaki enlem farkı da (6°) sıcaklık değişiminde önemli bir rol oynamaktadır. Bu yüzden güney bölgeleri, subtropikal iklimlere benzer Akdeniz ikliminin etkisi altındadır. Akdeniz ikliminde yazlar kurak ve çok sıcak, kışlar yağışlı ve ılık geçer. Kuzeyde ise her mevsim yağışlı olan Karadeniz iklimi görülür. İç bölgeler step iklimi karakterindedir ve sıradağlarla çevrelenmiş olduğundan az yağış alır. Yıllık ve günlük sıcaklık farkları çoktur. İç ve Doğu Anadolu’da kışlar uzun ve soğuk, kıyı bölgelerindeyse kısa ve ılıktır.
“Yağış Bölgeye ve Zamana Göre Büyük Farklılıklar Gösterir.”
Türkiye’nin özellikle dağlık olan kıyı bölgelerinde yağış boldur (1.000~2.500 mm/yıl). Kıyılardan iç bölgelere gidildikçe yağış azalır. Marmara ve Ege bölgelerinde, Doğu Anadolu’nun yaylalarında ve dağlarında yağış 500~1.000 mm/yıl’dır. İç Anadolu’nun birçok yerinde ve Güneydoğu Anadolu’da yağış 350~500 mm/yıl'dır. Tuz Gölü çevresi Türkiye’nin en az yağış alan yerlerinden biridir (250~300 mm/yıl).
Türkiye’nin hemen hemen her yerinde kar yağışı görülür. Fakat kar yağışının görüldüğü gün sayısı ve karın yerde kalma süresi bölgesel farklılıklar göstermektedir. Akdeniz Bölgesi’nde kar yağışı yılda 1 gün ve daha az, Doğu Anadolu’da 40 günden fazladır. Karın yerde kalma süresi Akdeniz ve Ege kıyılarında 1 günden az, Marmara ve Karadeniz kıyılarında 10~20 gün, İç Anadolu’da 20~40 gün ve Doğu Anadolu’da Erzurum-Kars bölümünde 120 gün civarındadır. Yüksek dağlarda yılın her mevsimi karla örtülü alanlara rastlamak mümkündür. Dağlarda bulunan karlar yavaş yavaş eriyerek akarsular ve yeraltı sularını besler.
Türkiye coğrafi konumu sebebiyle dört mevsimin belirgin özellikleriyle yaşandığı bir ülkedir. Ayrıca yükseltinin deniz seviyesinden 5.000 m’ye kadar değişkenlik göstermesi, aynı dönemde hava şartlarının da bölgeden bölgeye farklılaşmasına yol açar.
Toprak Kaynakları
Türkiye’nin yüz ölçümü 78 milyon hektar olup, bu alanın yaklaşık üçte birini oluşturan 28 milyon hektarı tarım yapılan arazidir. Yapılan etütlere göre; mevcut su potansiyeli ile teknik ve ekonomik olarak sulanabilecek arazi miktarı 8,5 milyon hektar olarak hesaplanmıştır. Bu alan içerisinde 5,9 milyon hektarlık sulamaya açılmış olup, bu alanın 3,61 milyon hektarı DSİ tarafından inşa edilmiş modern sulama şebekesine sahiptir.
TOPRAK KAYNAKLARI | ||
Tarım alanı | 28,05 | milyon ha |
Sulanabilir alan | 25,75 | milyon ha |
Kuru tarım alanı | 7,25 | milyon ha |
Sulanabilir alan hedefi | 8,50 | milyon ha |
Sulanan alan | 5,90 | milyon ha |
Su Kaynakları
Dünyadaki toplam su miktarı 1,4 milyar km3’tür. Bu suların %97,5’i okyanuslarda ve denizlerde tuzlu su olarak, %2,5’i ise nehir ve göllerde tatlı su olarak bulunmaktadır. Bu kadar az olan tatlı su kaynaklarının da %90’ının kutuplarda ve yeraltında bulunması sebebiyle insanoğlunun kolaylıkla yararlanabileceği elverişli tatlı su miktarının ne kadar az olduğu anlaşılmaktadır.
Türkiye’de yıllık ortalama yağış yaklaşık 643 mm olup, yılda ortalama 501 milyar m3 suya tekabül etmektedir. Bu suyun 274 milyar m3’ü toprak ve su yüzeyleri ile bitkilerden olan buharlaşmalar yoluyla atmosfere geri dönmekte, 69 milyar m3’lük kısmı yeraltı suyunu beslemekte,158 milyar m3’lük kısmı ise akışa geçerek çeşitli büyüklükteki akarsular vasıtasıyla denizlere ve kapalı havzalardaki göllere boşalmaktadır. Yeraltı suyunu besleyen 69 milyar m3’lük suyun 28 milyar m3’ü pınarlar vasıtasıyla yerüstü suyuna tekrar katılmaktadır. Ayrıca komşu ülkelerden ülkemize gelen yılda ortalama 7 milyar m3 su bulunmaktadır. Böylece ülkemizin brüt yerüstü suyu potansiyeli 193 milyar m3 olmaktadır.
Yeraltı suyunu besleyen 41 milyar m3 de dikkate alındığında, ülkemizin toplam yenilenebilir su potansiyeli brüt 234 milyar m3olarak hesaplanmıştır. Ancak günümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde, çeşitli maksatlara yönelik olarak tüketilebilecek yerüstü suyu potansiyeli yurt içindeki akarsulardan 95 milyar m3, komşu ülkelerden yurdumuza gelen akarsulardan 3 milyar m3olmak üzere, yılda ortalama toplam 98 milyar m3’tür. 14 milyar m3 olarak belirlenen yeraltı suyu potansiyeli ile birlikte ülkemizin tüketilebilir yerüstü ve yeraltı su potansiyeli yılda ortalama toplam 112 milyar m3 olup, 44 milyar m3’ü kullanılmaktadır.
SU KAYNAKLARI POTANSİYELİ | ||
Yıllık ortalama yağış | 643 | mm/yıl |
Türkiye’nin yüzölçümü | 783.577 | km2 |
Yıllık yağış miktarı | 501 | milyar m 3 |
Buharlaşma | 274 | milyar m 3 |
Yer altına sızma | 41 | milyar m 3 |
Yüzey Suyu | ||
Yıllık yüzey akışı | 186 | milyar m 3 |
Kullanılabilir yüzey suyu | 98 | milyar m 3 |
Yer Altı Suyu | ||
Yıllık çekilebilir su miktarı | 14 | milyar m 3 |
Toplam Kullanılabilir Su (net) | 112 | milyar m 3 |
Gelişme Durumu | ||
DSİ Sulamalarında Kullanılan | 32 milyar m 3 | |
İçmesuyunda Kullanılan | 7 milyar m 3 | |
Sanayide Kullanılan | 5 milyar m 3 | |
Toplam Kullanılan Su | 44 milyar m 3 |
Su varlığına göre ülkeler aşağıdaki şekilde sınıflandırılmaktadır:
Su Fakirliği : Yılda kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 1.000 m3’ten daha az.
Su Azlığı : Yılda kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 2.000 m3’ten daha az.
Su Zenginliği : Yılda kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 8.000-10.000 m3’ten daha fazla.
Türkiye su zengini bir ülke değildir. Kişi başına düşen yıllık su miktarına göre ülkemiz su azlığı yaşayan bir ülke konumundadır. Kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarı 1.519 m3 civarındadır.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2030 yılı için nüfusumuzun 100 milyon olacağını öngörmüştür. Bu durumda 2030 yılı için kişi başına düşen kullanılabilir su miktarının 1.120 m3/yıl civarında olacağı söylenebilir. Mevcut büyüme hızı, su tüketim alışkanlıklarının değişmesi gibi faktörlerin etkisi ile su kaynakları üzerine olabilecek baskıları tahmin etmek mümkündür. Ayrıca bütün bu tahminler mevcut kaynakların 20 yıl sonrasına hiç tahrip edilmeden aktarılması durumunda söz konusu olabilecektir. Bu sebeple Türkiye’nin gelecek nesillerine sağlıklı ve yeterli su bırakabilmesi için kaynakların çok iyi korunup, akılcı kullanılması gerekmektedir.